Mutfak

Boy uzatan besinler ve ortak özellikleri

Boy uzatan gıdalar, besinler var mı? Doğal yollarla boy nasıl uzatılır? Büyüme çağındaki çocuklar neler yemeli?

Boy uzatan besinler ve ortak özellikleri

Felibus Kitap’tan çıkan Bilge Mutfağım serisinin yazarı gıda mühendisi Tuğba Bayburtluoğlu kendi kızının boyunun daha uzun olabileceğine dair ipuçlarının peşine düştüğünde genetikle beraber 3 konunun da boy uzatmada önemli olduğunu fark ettiğini söylüyor:  Sağlıklı uyku düzeni, düzenli egzersiz ve düzenli beslenme.

Gıda mühendisi anne Tuğba Bayburtluoğlu, beslenmenin ve gıdaların boy uzatma üzerine etkileri şu şekilde özetliyor: 

Bebeklerin boyu doğumdan itibaren, çeşitli dönemlerdeki büyüme ataklarıyla uzar ve bu süreç genellikle 18-19 yaşlarına kadar devam eder. Bir insanın kemik gelişimi 24 yaşına kadar sürdüğü için hiçbir zaman geç kalınmış sayılmaz ama özellikle bebeklikten itibaren düzgün rutinlerin oturtulması önemlidir. Çünkü boy uzunluğunda en önemli belirleyicilerden olan genetiği iyi bir uyku rutini ve düzenli egzersiz izlese de boy gelişimini destekleyecek önemli bir konu daha var: Dengeli beslenme ve boy uzamasına destek özel yiyecekleri kontrollü bir şekilde yemek! Yani esasında boy uzatan gıdalar efsane değiller.

BOY UZATAN BESİNLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Boy uzatan besinlerin ortak özellikleri çok iyi oranlarda protein, D vitamini, kalsiyum, potasyum ve çinko içermeleridir. Yeter ki vakit ayırarak tüm ailenizin dengeli ve temiz beslenmesi için aşağıdaki fikirlere mutfağınızda yer açın.

BOY UZAMASINI OLUMSUZ ETKİLEYEN YİYECEKLER

Meyve ve sebze ağırlıklı beslenmeyen, proteini, lifi, yağı kaliteli kaynaklardan almayan ve hızlı gıdalarla (fastfood, ice tea, gazoz, sos, aşırı işlenmiş dondurma, şekerli gıdalar vb) beslenen çocuklarda boy uzaması olumsuz etkilenebildiği gibi, diyabet ve obezite gibi hastalıklar da tetiklenebiliyor. Denge hem çocuklar hem de yetişkinler için her koşulda önemlidir.

BOY UZAMASINA YARDIMCI OLAN BESİNLER

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ:  Süt ve süt ürünleri çok güzel kalsiyum, D vitamini ve kaliteli protein içerirler. Hatta peynir gibi süt ürünlerini daha az miktarlarda yeseniz bile, süte nazaran daha yoğun oldukları için (1 kg kaşar peyniri 11 kg sütten yapılır örneğin) bir taşla birçok kuş vurabilirsiniz. Teşhisi konmuş bir alerjiniz yoksa, sabahları süt, peynir, yoğurt ya da kefir mutlaka ama mutlaka kahvaltıda bulunmalıdır. Çocuklara verilen sütün tam yağlı ve organik olmasında da yarar vardır. Yağsız süt yetişkinler içindir.

ET, TAVUK VE BALIK: Bu hayvansal gıdalardaki proteinlerin yapı taşı olan aminoasitler bireylerdeki kemik hücrelerini birbirlerine bağlar ve bu da doğrudan kemik uzamasına yardımcı olur. Bu besinler haftada en az dört defa sofranızda bulunmalıdır. İlla tek başlarına olmak zorunda değiller, sebze ve bakliyat yemeklerinin besin değerini arttırmak için de kullanabilirsiniz.

BAKLİYATLAR:  Büyüme çağında mikronutrientler çok önemlidir ve bakliyatlar bunları almak için önemli kaynaklardır. Etle birlikte pişirildiğinde daha da faydalı olur. Etli kuru fasülye ya da sütlü ve yumurtalı erişte ile beraber pişmiş mercimek gibi geleneksel yemeklerimiz büyüme çağındaki çocukların beslenmesi için oldukça faydalı bakliyat kaynaklarıdır.

TAHİN VE SUSAM:  Susam ve tahin gizli kalsiyum depolarıdır. Pekmez ya da balla çocukların kahvaltısında az miktarda yer almalıdırlar. Tahin yağ yerine salatalarda da kullanılabilir.

KURUYEMİŞLER: Fındık, ceviz ve badem; ülkemizin gözbebekleri. Özellikle çiğ halleri ya da bunların unlarından yapılmış pankek ve kurabiyeler, büyüme çağındaki çocuğun beslenmesinde dengeli biçimde yer almalıdır. Kavrulmuş kuruyemişler daha lezzetli oldukları için çiğ kuruyemiş yerine tercih edilebilirler. Kuruyemişlerin arasında badem bir adım öne çıkıyor onu da belirtmeli: Yapılan araştırmalar özellikle bademin büyüme hormonu yapımındaki somatotropinin salgılanmasını arttırdığını belirtiyor çünkü.

YULAF EZMESİ:  Yulaf ezmesi yüksek oranda lif ve bol protein içermektedir. Bu yüzden altı ila sekizinci aydan itibaren beslenmeye eklenebilir. Kahvaltıda sütte pişirerek Kuzey Avrupalıların porridge dediği lapasından yapabileceğiniz gibi, her türlü kek ve kurabiyenizde un miktarını aynı miktarda azaltarak da kullanabilirsiniz.

KOYU YAPRAKLI SEBZELER:  Ispanak, semizotu ve hatta brokoli hem çiğ hem de pişmiş şekilde beslenmede yer almalıdır. Örneğin ıspanak bitkisel demir, folat ve lif deposudur ve aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren fitokimyasallar açısından da muhteşem bir kaynaktır.

C VİTAMİNİ İÇEREN GIDALAR:  Halk tarafından pek bilinmese de C vitamini güçlü kemiklerin oluşması için çabalayan vücuda destek verir. Sadece portakal ve mandalina değil, kivi ve biber de de iyi birer C vitamini kaynağıdır. C vitamini ısıdan, ışıktan ve hatta sesten bile etkilenebilen hassas bir vitamin olduğu için uzmanların her gün taze sebze ve meyve yiyin demesinin en önemli sebebidir. Her gün yeniilmelidir çünkü C vitamini depolanmaz, fazlası vücuttan atılır. O yüzden denge içinde her gün taze sebze ve meyveyemek şarttır.

YUMURTA:  Yumurtasız bir boy uzatan besinler listesi düşünülemez. Yüksek protein oranı, içerdiği kıymetli yağlar, göz sağlığına faydalı selenyum içermesi gibi etmenler, yumurtayı sofralarımızın vazgeçilmezleri arasına sokuyor. Hem küçüklerin hem de özellikle tok tutması sebebiyle büyüklerin kahvaltısında yer almalıdır.

LAHANA VE MUZ:  Birbiriyle alakasız görünen bu iki besin de yüksek potasyum içerdiğinden kemik gelişimi için çok faydalıdır. Lahanayı kış salatasında ya da etli yemeklerde değerlendirirken muzu her gün 1 taneyemek çocuk beslenmesi için önemlidir.

İNCİR: Bolca kalsiyum, potasyum, çinko, demir ve magnezyum içerdiğinden boy uzatan besinler listemizde incir de var. Mevsiminde taze yemek ya da dondurucuya kaldırmak en güzeli ama kış aylarında kuru incir de yenilebilir. Aflatoksin (genel ismi mikotoksin) olarak adlandırılan kanserojen küf metabolitleri içerebilme olasılığından dolayı klasik güneşte ya da ısıl işlem görerek kontrolsüz olarak kurutulmuş incirler riskli olabilir. Ancak ülkemizde dondurularak kurutulmuş incirler de var artık ve hiç bir şekilde mikotoksin içermiyor çünkü çok çok hızlı kurutulduğu için toksin oluşumuna fırsat kalmıyor

KEÇİBOYNUZU:  Keçiboynuzu son zamanlar epey revaçta bir ürün haline geldi. Çünkü bol miktarda B vitaminleri, D vitamini, potasyum, fosfor ve kalsiyum içeriyor. Gerek pekmezi gerekse özü tercih edilebilir. Keçiboynuzu unu da kakao yerine tariflerde yer alabilir.

ÇİKOLATA:  Listeyi mutlu bitiriyoruz. Özellikle katkısız, sadece balla tatlandırılmış çikolata, dengeli yenildiğinde içerdiği antioksidanlar bağışıklık sistemine katkıda bulunurken enzimler ve esansiyel aminoasit olan triptofan sayesinde, daha iyi uyku ve boy uzaması demek olan melatonin hormonunun üretimini arttırıyor. Hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından abartılı olmamak kaydıyla, az miktarda yenilebilir.

Formsante

Yorumlar